NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
أَبُو مُعَاوِيَةَ
ح و
حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ هِشَامِ
بْنِ
عُرْوَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ حَجَّاجِ
بْنِ
حَجَّاجٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ قُلْتُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ مَا
يُذْهِبُ
عَنِّي
مَذَمَّةَ
الرَّضَاعَةِ
قَالَ
الْغُرَّةُ
الْعَبْدُ
أَوْ
الْأَمَةُ
قَالَ النُّفَيْلِيُّ
حَجَّاجُ
بْنُ
حَجَّاجٍ
الْأَسْلَمِيُّ
وَهَذَا
لَفْظُهُ
Haccâc b. Haccâc'ın
babasından; demiştir ki;
Ya Resûlallah süt
emmenin mezemmetini benden ne giderebilir? dedim.
"Gurre; (yani) köle
veya câriye." buyurdu.
en-Nufeylî, Haccâc b.
Haccâc için "el-Eslemî" nisbesini zikretti. Bu metin de
en-Nufeyli'ye aittir.
İzah:
Tirmizî, redâ'; Nesaî,
nikâh; Darimî nikâh; Ahmed b. Hanbel, III, 450.
Mezemmet'ın lügat
mânâsı yergi demektir. Burada "süt emmenin mezemeti" tâbirinden süt
annenin hakkını ödememiş olma yergisi kast edilmiştir. Ödenmediği takdirde
ayıplanmayı gerektiren Hak, hukuk, borç, mânâsına gelen bu kelime bazılarına
göre "mezimme" şeklinde de okunabilir. Burada emzirdiği sütten dolayı
süt annenin çocuk üzerindeki hakkı kasdedilmiştir. İmam Tirmizî bu kelime
üzerinde şu açıklamayı yapmıştır. "Süt emmenin mezimmetini benden ne
giderir?" sözü ile kasdedilen, süt emmenin hak ve zimmetidir. Resûlullah
(s.a.) de kendisine yöneltilen bu soruya "süt emziren kadına bir köle veya
bir câriye bağışlarsan onun hakkını o zaman ödemiş olursun" diye cevap
vermiştir.
Ebu't-Tufeyl dedi ki:
Peygamber (s.a.)'in meclisinde oturmakta idim.Bir kadın geldi; Resül-i Ekrem
hemen abasını yere yaydı, kadın o abanın üzerine oturdu. Kadın gidince
"işte bu kadın, Resûlullah (s.a.)'i emzirmişti," dendi.[Tirmizî,
redâ'] Bu hanım Hâlime-isa'diyye idi.
Ebû Davud'un iki
hocasından biri olan en-Nufeyli rivayetinde Hac-cac b. Haccac için el-Eslemî
nisbesini kullanmıştır. Ancak diğer hocası İbnu'1-Alâ böyle bir kayıt
zikretmemiştir. Hadisin lafızları en-Nufeylî'nin rivayetine aittir.